Ne yazık ki Mardin seyahatimin 1 gecesini, kaldığım diğer otelde yer olmadığı için burada geçirme talihsizliğini yaşadım. Öncelikle otel birkaç farklı binadan oluşuyor yer varsa Mezopotamya manzaralı güzel bir odada kalabilirsiniz bizim öyle bir şansımız yoktu, 1, 2 yıldızlı otel odaları konforunda bir odasında kaldık ve burası için geceliğine tam 600 lira verdik. (böyle bir otel için bknz: fahiş fiyat, fırsatçılık, vurgunculuk) Odada verdiğimiz fiyatı hak eden hiçbir şey yoktu. (600 lira verdiğiniz bir odada buzdolabı, su ısıtıcısı, çay, kahve vb. ikramı beklersiniz) Sabah kalktığımızda duş almak istedik sıcak su yoktu, resepsiyonu aradık allahtan bu sorunu kısa sürede hallettiler. (Resepsiyonda bulunan Haluk bey çok tatlı bir insan, biz onun kibarlığına ve yaklaşımına istinaden bu otelde kalmaya karar vermiştik. Bu otel Haluk bey gibi bir çalışanı kesinlikle hak etmiyor.) Her neyse gelelim kahvaltı mevzuna, 40 küsür çeşit kahvaltı olduğu söylenmişti heyecanla Mezopotamya manzaralı restaurantın olduğu teras katına çıktık. Sanırım 3 ya da 4 masada 20'ye yakın insan kahvaltı yapıyordu. Kahvaltı çeşitlerine gelince saymadım ama hatırı sayılır sayıda kahvaltılık vardı ama ekmek, börek vb. gibi hamur işleri sabahın ilk saatleri olmasına rağmen bayattı, büyük bir ihtimalle bir gün önceden kalmaydı, patates kızartması koyu kahverengi forma kavuşmuştu. Gelelim asıl mevzuya çay yoktu. Evet 40 küsür çeşit kötü nitelikte de olsa malzeme vardı ama çay! yoktu. Sonradan otel müdürü olduğunu öğrendiğim zatı muhterem günaydın diye yaklaşınca ben de ona gayet kibar bir dille şu ifadede bulundum; (Burada şunu araya koymalıyım; bir tane zavallı bir kadın ordan oraya koşuşturuyor, bir taraftan biten kahvaltılıkları yenilemeye çalışırken, diğer taraftan masalara koşuşturuyor, gelen müşterilere oda numarasını sorup, dışardan biriyse ayrıca bilgilendirme yapıyor, bir mutfakta bir dışarda arı gibi çalışıyordu. Ama yetişmesi o kadar insana tek başına hizmet etmesi imkansızdı. Domates bitmişti onu rica ettim ama o kadar işi arasında onu mutfaktan getiripte tabağa koyması neredeyse imkansızdı. Her neyse otel müdürüyle karşılaşmama geri dönelim.) Bir tane çalışan var yazık dedim, oradan oraya koşuşturuyor, arı gibi çalışıyor ama yetişemiyor, bakın kaç dakika oldu bir domates gelmedi, çay yok. ( Çaysız bir kahvaltı olur mu, 150 çeşit kahvaltılık olsa ne yazar. Bu arada başka herhangi bir sıvı da yoktu, olsa onu içerdim.) Otel müdürü bana aynen şunu söyledi ” Biz robot çalıştırıyoruz!” Ben anlamadım ne demek istediğini yineledi ” Biz robot çalıştırıyoruz!” Ben çok basit bir şekilde bir şey söylediğimi tek kişinin bütün işlere yetişmesenin mümkün olmadığını yinelediğimde beni ”Türkiye gerçeklerini bilmemekle” suçladı. Bu arada basit bir kaç kelime kullanarak ve aynı şeyi sürekli tekrar ederek bir şeyler ima etmeye çalıştı ama açık olmadığı ve cümle de kurmadan kelimelerle ifade ettiği için ne demek istediğini çok anlamadı. Kendisine dedim ki size çok basit bir soru sordum;
Parfait
29 Commentaires